Yeniden merhaba! Bu yazımda sizlere çok sevdiğim bir ressam ve onun çok sevdiğim bir resminden bahsedeceğim. Bu resmin anlamı Felsefe ile ilgili olduğu için de ayrı bir sevgim var. Yani hem Sanat Tarihi'ni hem de Felsefe'yi içeren bir resim. Şimdi biraz resim hakkındaki bilgilere bakalım.
The Death of Socrates - Jacques-Louis David (1787 - Metropolitan Museum of Art, NY) |
Resim 1787 yılında Neo-Klasik akıma mensup olan Fransız ressam Jacques-Louis David tarafından yapılıyor. Akım klasiğe dönüşü içeren bir akım ve bu konu da bu akıma uygun bir içerik oluşturuyor aslında. Socrates Antik Yunan filozoflarından, aynı zamanda Platon'un da hocası. O dönemde gençleri yoldan çıkardığı, ahlaklarını bozduğu suçlamaları ile yargılanıyor ve ölüme mahkum ediliyor. Aslında Socrates'in yaptığı halkın doğruya ulaşmasını sağlamak. Fakat o dönemde bunun doğru algılanması zor. Socrates'in bu ölümden kaçınması mümkün. Sürgüne gönderilecek ya da idam edilecektir. Fakat o kendi bildiği doğru yolda giden bir filozof olduğu için sürgüne gitmeyi seçmemiş ve bu yolda da ölümü göze almıştır. Baldıran zehiri içerek hayatına bir nevi kendi eliyle son vermiştir. Bu konuda "Socrates'in Savunması" diyaloguna bir göz atmanızı öneririm. Kitapta konuyu daha ayrıntılı olarak kavrayabilirsiniz. Ben sadece olayın özünü aktardım.
Hikaye böyle iken bu hikayenin tuvale nasıl aktarıldığına
bakalım bir de. Tabloda, tam merkezdeki beyaz elbiseli, eli göğü işaret eden
kişi Socrates. Bu resme her baktığımda en sevdiğim resim olan Atina Okulu'nu
anımsıyorum. Orada da Platon'un bu el hareketini görmek mümkün. Sanırım
David'in bu bir öykünmesi söz konusu olabilir. Socrates'in gösteriliş biçimi
ölüme karşı korkusuz duruşunu oldukça güzel bir şekilde betimlemekte.
Socrates'e baldıran zehirinin bulunduğu kupayı uzatan
kırmızı elbiseli kişinin öğrencisi/müridi olduğu düşünülüyor. David'in bu
kişiyi gösteriş biçimi resmin duygusunu veren en önemli nokta bence. Bir eliyle
zehri uzatırken diğer eliyle gözlerini kapatması yaşadığı üzüntüyü çok net
ifade ediyor. Socrates'in arkasında yine muhtemelen müridleri, onun birazdan
yaşanacak ölümü karşısında acılarını yaşarken gösterilmiş. Yatağın ucunda keder
içinde oturan kişi öğrencisi Platon ve Socrates’in dizini tutan kişi ise
dostu Kriton. Aslında Platon, Socrates öldüğünde genç olmasına rağmen resimde
oldukça yaşlı gösterilmiş. Hücrede uzakta görülen kadın ise Socrates'in eşi.
Bu konu sanat tarihinde başka ressamlar tarafından da
işlenmiş. Fakat beni en çok etkileyen resim David'in resmi oldu. Belki David'i
fazlaca sevmemden de kaynaklanıyor olabilir bu. Fakat gerçekten resimdeki derin
anlamı çok güzel bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Bu anlamda resmin hem
teknik özellikleri hem duyguyu veriş biçimi örtüşüyor.
Resim ile ilgili buraya birkaç video bırakacağım onlara
da bakabilirsiniz. Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Tekrar görüşmek üzere,
hoşçakalın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder